13 Mayıs 2008 Salı

'Neşter'de SSK İhalelerindeki "organize usulsüzlük"


Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Osman Öztürk Dr. Osman Öztürk, yolsuzluk mekanizmasının esasını, 1994 yılında SSK ve tıbbi firmalar arasında yapılan protokolün oluşturduğunu belirterek, bu süreçte görev alan bakanların usulsüzlüklerden haberi olmamasının mümkün olmadığını söyledi.


Bakanların haberi nasıl olmadı?

SSK'daki yolsuzluklara yönelik düzenlenen "Neşter Operasyonu"nun iddianamesi geçtiğimiz günlerde açıklanmıştı. İddianemede SSK'nın yıllarca sistemli bir biçimde soyulduğuna ve soydurulduğuna dair çok ciddi iddialar yer alıyordu. İstanbul Tabip Odası (İTO), Ankara DGM Savcılığı tarafından hazırlanan iddianemeyle ilgili bir basın toplantısı düzenledi. İstanbul Tabip Odası'nda dün düzenlenen basın toplantısında, İTO Yönetim Kurulu adına açıklamayı okuyan Dr. Osman Öztürk, iddianamenin dikkat çekici yönünün yolsuzluğun mekanizması olduğuna vurgu yaptı. Bu mekanizmanın esasını, 1994 yılında SSK ve tıbbi firmalar arasında yapılan protokol oluşturuyor.

Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Osman Öztürk, bu protokolle ilgili olarak şöyle konuştu:

"Bu protokolle SSK'nın satın alacağı tıbbi iyileştirici malzemelerin fiyatları o günkü piyasa koşullarına göre belirlenmiştir. Aradan geçen yıllarda bu malzemelerin fiyatları büyük ölçüde düşmesine rağmen protokol her nedense bir türlü yenilenmemiştir. Bu durumda tıbbi firmalar, mallarını SSK'ya eski fiyatlarla satmaya devam etmişler ve bu yolla katrilyonlarca lirayı bulan haksız kazanç edinmişlerdir. SSK'da çalışan bazı hekimlerin de bu alışverişte aracılık yaparak firmalardan rüşvet aldıkları suçlamalar arasındadır."

'Sağlık özelleştirildi'

Öztürk; Neşter Operasyonu'nun, sağlığın ticarileşmesinin ve sağlıkta özelleştirmenin toplum sağlığı için ne kadar büyük tehlike oluşturduğunu gözler önüne serdiğini vurguladı. Osman Öztürk, konuyla ilgili olarak şöyle konuştu: "Ülkemizde son yirmi yıldır uygulanan politikalarla kamu sağlık kurumları sistemli bir şekilde çökertilmekte, devlet bir yük olarak gördüğü sağlık alanından çekilmekte ve sağlık hizmetleri ticarileşmekte, özelleştirilmektedir."

İddianamede bazı hekimlere ilişkin yer alan "Tıbbi firmalardan rüşvet almak, rüşvet için havuz oluşturmak, bireysel çıkar sağlamak, günlük işlerinin takibini firmalara yaptırmak" gibi iddialara da değinen Osman Öztürk, bu iddiaların gerçek olmamasını dilediklerini ve bu iddialarla "Hekim-tıbbi firma ilişkilerine dair etik kurallar"ın toplumsal öneminin bir kez daha gündeme geldiğini söyledi.

Süreç nasıl gelişti?

1994-2002 yılları arasında görev yapan Çalışma Bakanları, Müsteşarlar, SSK Gerel Müdürleri, SSK Yönetim Kurulu üyeleri, satın almadan sorumlu bürokratlar nasıl olmuş da bu aleni soygundan haberdar olmamışlardır?

2000 yılının başında SSK tıbbi malzemeleri, protokol fiyatlarının yüzde 30 eksiğine almaya karar vermiş, ancak bu karar kısa süre sonra geri alınmıştır. Bu kararın geri alınmasının gerekçesi nedir ve sorumluları kimlerdir?
Malzemelerin fiyatları hızla düşerken mevcut protokolü yenilemek niçin yıllarca kimsenin aklına gelmemiştir?
Taahhütnameli satış sisteminin uygulanmamasının ve bu nedenle SSK'nın büyük zararlara uğratılmasının sorumluları kimlerdir?

İDDİANAMEDE 59 SANIK BULUNUYOR

2003 Ocak ayında, SSK'ya iyileştirici tıbbi malzeme alımına ilişkin olarak başlatılan ve daha sonra Bağ-Kur ve Emekli Sandığı'nı da kapsayan ''Neşter Operasyonu'' soruşturmasında 9'u tutuklu 59 sanık bulunuyor. Ankara DGM Cumhuriyet Başsavcısı Orhan Süha Aldan tarafından hazırlanan iddianamede, sanıkların ''çete kurmak, rüşvet almak, rüşvet vermek, ihaleye fesat karıştırmak'' suçlarından cezalandırılmaları istenmişti.

Tutuklananlar:

KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın doktoru ve Ankara Üniversitesi İbni Sina Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Derviş Oral.

Tera Tıbbi Malzemeler Firması'nın sahibi Mert Aygen.

Acil Yardım ve Trafik Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Mehmet Metin.

İbrahim Erdoğan (SADER)
Mehmet Edin (OMMED)
Cezmi Mutlu (Mutlu Medikim)
Leyla Tekbulut (REMED)
İsmail Uğur (MEDAY)


Gözaltına alınan sanıklar:

SESA Elektronik Sanayi ve Ticaret A.Ş'nin sahibi İbrahim Erdoğan.
Prof. Dr. Ferhan Özmen.
SSK bürokratları Ertan Rıfat Telhan, Cahit Pekyardımcı, Fikri Üçgül ve Demirhan Atasoy.
Prof. Dr. Kenan Ömürlü.
SSK eski Genel Müdür yardımcıları Ertan Rıfat Telhan, Cahit Pekyardımcı, Satın Alma Dairesi eski Başkanı Fikri Üçgül ve Sosyal Güvenlik. Kuruluşları Başkan Vekili Demirhan Atasoy.
Ayşe Özden Metin.
SSK Etlik Hastanesi'nden Dr. Ender Örnek.
TERA Medikal çalışanları Hakan ve Handan Coşkun.
MEDAY Medikal çalışanları Selçuk Salur ve Tekin Kutlu.
Eskişehir SSK Hastanesi Kardiyoloji servisinde görevli Doç. Dr. Barbaros Dokumacı.
Kardiyoloji uzmanı ve eski başhekim olan Dr. Yusuf Erzurum.
İddianamede ismi geçenler
İddianamede adı geçen Yaşar Albayrak'ın Başbakan Tayyip Erdoğan'a yakınlığıyla bilinen Albayraklar Grubu sahiplerinin uzaktan akrabası olduğu ortaya çıktı.

MEDAY firmasının ortağı Salih Uğur.
MEDAY Medikal çalışanları Selçuk Salur, Yusuf Yener, Tekin Kutlu ve Murat Danacıoğlu.


Kobay olarak kullanım

İddianamede, Eskişehir SSK Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dokumacı'nın, Chava Johanna Bondy adlı Alman-İsrail uyruklu, 78 yaşındaki bir kadınla, dünyada sadece 200 kişi üzerinde denenecek yeni malzemeleri Eskişehir'de 40 hastanın üzerinde kullandığı belirtildi. Bir tanıktan Bondy'nin Medtronic firmasından emekli olduktan sonra Türkiye'ye geldiği, o dönemde Medistar firmasından emekli olduğu ve Ela Medikal'de çalıştığı bilgisinin alındığı belirtildi. Bondy'nin İstanbul'da zorlukla saptanan adresine gidildiğinde, 8 Ocak'ta İsrail'e kaçtığının anlaşıldığı ve evinde bir takım araştırma belgeleri bulunduğu kaydedildi.

İhalelerde usulsüzlük

İddianamede, Osman Durmuş'un Sağlık Bakanlığı döneminde, malzemelerin toplu biçimde ihale yoluyla alınması için genelge yayımladığı, dönemin Maliye Bakanı Sümer Oral'ın ise bir genelgeyle bunu durdurduğu, bunun üzerine Ankara Üniversitesi hocalarının Başbakanlık'a bir yazı göndererek, 75 kalem malzemenin toplu, pahalı olan ve çok kullanılan 9 malzemenin ise eski yöntemle alınmasını istediği, dönemin Başbakan'ı Ecevit'in de Maliye Bakanlığı'na bunun yerine getirilmesi talimatını verdiği anlatıldı. SSK bürokratları, Yaşar Okuyan'ı, malzemelere yapılan yüzde 30'luk indirimi uygulamamakla suçladı.

http://www.evrensel.net/03/05/25/gundem.html

Hiç yorum yok: