10 Mayıs 2008 Cumartesi

Saadet Çarkı (TTB ve İlaç Şirketleri)

11. Pratisyen Hekimlik Kongresi’ni Tıp Kurumu Mercek Altına Aldı.
02 Kasım 2006, Perşembe

Saadet Çarkı (TTB ve İlaç Şirketleri)

Dr. Mehmet Altınok (Tıp Kurumu Başkanı )

Dr. Ali Rıza Üçer (Tıp Kurumu Genel Sekreteri )


Tıp Kurumu’nun tahminine göre Türkiye'de 1 yılda düzenlenen tüm tıbbi kongrelere ve tanıtım toplantılarına ilaç, tıbbi malzeme ve tıbbi teknoloji firmalarınca yapılan toplam kaynak transferi (cömert sponsorluk) 200 milyon doların üzerindedir.

Uluslararası kongre ve tanıtımlara yapılan harcamalar bunun dışındadır. Açıklanması gereken husus, tıbbi endüstrinin bu cömert katkısının karşılığını alıp alamadığıdır. Karşılığını alıyorsa nasıl ve nereden almaktadır? Bu soruya da net bir yanıt verilmesi gerekmektedir.

Bu küresel oyunda görünmeyen cömert aktör sosyal güvenlik kurumları başta olmak üzere geri ödeme kurumlarımızdır. Sorun bu 200 milyon dolar da değildir, şirketlerin cömertliği karşısında hekimlerin yönlendirilmesidir. Yönlendirenler uzak diyarlardaki ulus ötesi ilaç şirketleri, yani küresel güç odaklarıdır. Yönlenen ise yalnızca hekimler değil, bizatihi Türkiye'dir.

İlaç harcamalarımız 9 milyar doları geçerek savunma harcamalarımızı geride bırakmış, ilaçta büyük ölçüde dışa bağımlı hale gelinmiş, ilaç ticaret açığımız geçtiğimiz yıl 3 milyar dolar sınırına yaklaşmıştır.

Türkiye ulusal gelirine göre ilaç tüketiminde dünya lideridir. Ulus ötesi ilaç şirketleri bu aşikâr gerçeği göz ardı ederek Türkiye'de kişi başı ilaç tüketiminin düşük olduğu propagandasını yapmakta, bazı meslek örgütleri ve akademisyenler de sağlığa ve ilaca ayrılan harcamaların artırılması için var güçleriyle bu küresel koroya iştirak etmektedir.

Oysaki kaynaklar sınırsız değildir, sorunun gerçek çözümü kaynak artışından ziyade var olan kaynakların etkili ve verimli kullanımıyla savurganlığa son verilmesidir.

Türk Tabipleri Birliği 11. Pratisyen Hekimlik Kongresi’ni de bu çerçevede değerlendirmek gerekir. Soruna neşter atması gereken hekim örgütü, bizzat sorunun kaynağı olmuştur.

**
Türk Tabipleri Birliği (TTB) 11. Pratisyen Hekimlik Kongresi 8-12 Kasım 2006 arasında Antalya Belek’teki beş yıldızlı Maritim Pine Beach Resort Hotel ve Atlantis Resort Hotel’de yapılacak.

TTB Pratisyen Hekimlik Kongresi geçen yıl Türkiye’nin yegâne yedi yıldızlı oteli olan Sungate Port Royal’de düzenlenmişti..

Bu yıl yeniden beş yıldızlıya dönülüyor, muhtemelen bu radikal dönüşümün nedeni TTB’nde yarım yüzyıllık sosyalist geçmişi olduğunu iftiharla ilan eden bir kadronun işbaşına gelmesidir.

Her ne kadar TTB Başkanı, “5 yıldızlı otellerde yapılan kongrelerin hesabının ilaç firmaları tarafından ödenmesini etik açıdan doğru bulmadığını ve doktorlar ile ilaç firmaları arasındaki ilişkiyi en asgari düzeye çekmek arzusunda olduklarını” ifade etmiş olsa da bu arzusunun gerçekleşmesi zaman alacaktır, zira Marksist felsefeci Louis Althusser’in de vurguladığı gibi “Gelecek uzun sürer”

Bu nedenle sabırlı olmak diyalektiğin gereğidir, bizler böylesi bir sosyalist birikime sahip olamadığımız için aceleci davranıyoruz..

Geçen yılki kongre “Mesleğimize iş güvencemize, sağlık ocaklarımıza sahip çıkıyoruz” sloganı ile tanıtılmıştı. Bu kongrenin yeni sloganlarıysa şunlar;

Tercihimiz, sağlık ocakları; aile hekimliği ofisleri değil!

Tercihimiz genel pratisyenlik; aile hekimliği değil!

Tercihimiz halk için, herkes için sağlık hizmeti; yalnızca parası olana değil!

Sloganlar kulağa oldukça hoş geliyor, yalnızca parası olana değil, herkese sağlık hizmeti.

Nasıl? Yedi yıldızlı, beş yıldızlı tatil köylerinde ulus ötesi ilaç şirketlerinin milyonlarca dolarlık sponsorluk katkılarıyla parasız sağlık hizmeti söylemi, postmodern, neoliberal küresel işbirlikçi yeni sol anlayış bu.

Şimdi kongrenin düzenlendiği otellere dönelim. Pine Beach Resort doğa ve golf cenneti olan Belek’te fıstık çamı ormanı ve portakal ağaçları içerisinde doğayla bütünleşmiş bir tatil cenneti. Restaurant Sante, Alacarte Restoranlar, Turka, Mezzo, Naitilus, Trends Disko, Nixy Bar ve daha neler neler..

Özenle dizayn edilmiş klimalı odalar içerisinde, minibardan direkt telefona ve internet bağlantısına kadar her türlü ayrıntı düşünülmüş. King Suit odalarda Akdeniz’e nazır balkonlarda jakuzi keyfi bile var.

Açık havuz, kapalı havuz, çocuk havuzu, aquapark, Türk hamamı, Fin hamamı, sauna, masaj, jakuzi, solaryum, güzellik ve sağlık merkezi, SPA, fitness center, thalassotherapy, aerobik, step, masa tenisi, bilardo, disko, gece animasyonu, tenis, mini golf, golf çalışma alanı, mini futbol, voleybol, plaj voleybolu, basketbol, bisiklet, jogging, okçuluk, amfitiyatro, çocuk oyun alanı, dalış okulu, parasailing, muz, sürat motoru, ringo, jet ski, kano, rüzgar sörfü, yelken, bovling, dart, balık tutma., neyi hayal ediyorsanız hepsi var…

Atlantis Resort Hotel, Uluslararası Limak Hoteller zincirinin son halkalarından. Kayıp uygarlık Atlantis’i Limak Holding Belek’te su yüzüne çıkarıyor.

Her noktası minimalist akım kokan, son derece modern, insanın ruhuna ferahlık ve tazelik veren bu görkemli otel Atlantis isminin hakkını veriyor.

Altın sarısı kumsalı ve bahçesinde koruduğu yüz yıllık çam ağaçlarıyla yeniden doğan Atlantis ana bina ve iki resort binadan oluşuyor. Odalar yüksek standartlarda rahatlığın ve konforun sağlanabilmesi için özel olarak dizayn edilmiş.

Atlantis Hotel’de yemek yemek tam bir keyfe dönüşmekte. Her öğünü tam bir şölen havasında geçirilecek restoran ve snack barlar. Ana restoran olan Pinea Restoranda yerli ve yabancı yemekler çok geniş bir yelpazede müşterilere sunuluyor.

Hotelin iki ala cart restoranından biri olan Laila Restoran sunduğu İtalyan menüsüyle İtalya’daki en güzel restoranları aratmıyor. Diğer ala carte restoran olan Dynasti ise Türk ve Osmanlı damak tadını müşterilerine eksiksiz olarak sunuyor. 4500 metrekarelik 5 ayrı havuz alanı, 4 adet su kaydırağı, 1 adet kapalı havuzu bulunan Atlantis’te havuz alanlarını geniş ve çok sayıda tutmak için çift katlı havuz sistemi kullanılmış. Su animasyonlarından uzaklaşıp sessiz bir ortamda havuza girmek, güneşlenmek veya ağaçların gölgesindeki hamağınızda içkinizi yudumlamak istiyorsanız kendinizi Relax Pool kısmına atabilirsiniz.

TTB Pratisyen Hekimlik Kongresi’nin ilk günündeki açılış kokteyli Maritim Pine Beach Resort Hoteli’nde yapılacak. 9 Kasım 2006, Perşembe gecesi “Hayata Dair” başlıklı Metin Uca’nın söyleşi – gösterisi yer alıyor. 11 Kasım 2006, Cumartesi gecesindeki Kongre gala yemeğinde Yeni Türkü’nün konseri var.

Kongre’nin son günü de tamamen geziye ayrılıyor. Saat 09:30’da “Antalya Gezisi” başlayacak ve devam edecek.

Bu görkemli tatil köylerinde Kongre süresini kapsayan 4 gece tam pansiyon konaklama ücreti tek kişilik odalarda 420 Euro+KDV (800 milyon TL+KDV) iki kişilik odalarda 560 Euro+KDV (1 milyar TL+KDV). Kongre kayıt ücreti 120 milyon lira.

Antalya'da bu büyülü tatil köyündeki kongreye iki binin üzerinde pratisyen hekimin katılması bekleniyor, katılımcı hekimlerin tamamına yakınının kişi başı 1-1.5 milyar lira dolayındaki uçakla transferleri, konaklama ve kayıt giderleri ilaç şirketleri tarafından karşılanacak. İlaç şirketleri bu hekimler için yaklaşık 2 milyon $ (3 trilyon lira) sponsorluk katkısı yapacak.

Kongre düzenleyicileri ülkemiz sağlık sisteminin IMF ve Dünya Bankası programları doğrultusunda bir kargaşa ve altüst oluş yaşadığını, toplumun sağlık hakkına ve geleceğimize yönelik olan bu girişimlere karşı mesleğimize sahip çıkarak haklarını korumaya çalıştıklarını, uyarı görevini yerine getirdiklerini dile getiriyor.

Bu yıl da kongrenin temel sloganı, geçen yıl yedi yıldızlı Sungate Port Royal’de düzenlenen 10. Pratisyen Hekimlik Kongresinde olduğu gibi "Mesleğimize, iş güvencemize, sağlık ocaklarımıza sahip çıkıyoruz!"

TTB yöneticileri 11.Pratisyen Hekimlik Kongresi'nde "mesleğimize, iş güvencemize ve sağlık ocaklarımıza nasıl sahip çıkıyor?"

IMF ve Dünya Bankası’nın sağlık alanında belirlediği küresel rotaya nasıl direniyor? Binlerce hekimi ilaç şirketlerinin sponsorluğunda buluşturarak, bu hekimlerin ilaç şirketlerine bağımlılığını artırarak. İlaç şirketleri neden böylesi bir kongreye trilyonlarca lira destek sağlayacak?

Eh, kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez de ondan. İlaç şirketlerinin satışlarını artırma-pazarı büyütme hedeflerine kongrenin anlamlı katkıları olacak.

Peki bunun bedelini kim ödeyecek? Sosyal güvenlik kurumları, resmi kurumlar, ilacı cebinden ödeyen yurttaşlar. İlaç harcamalarımız 9 milyar doları geçerek savunma harcamalarımızı geride bırakmış, ilaçta büyük ölçüde dışa bağımlı hale gelmişiz, ilaç ticaret açığımız geçtiğimiz yıl 3 milyar dolar sınırına gelmiş ne gam.

Varsın olsun, yine de ulus ötesi ilaç şirketlerinin cömert desteğiyle mesleğimize ve sağlık ocaklarımıza sahip çıkılmayacak mı? IMF ve Dünya Bankası’na meydan okunmayacak mı? Hayal bile etmesi ne hoş...

Şimdi de kongreyi düzenleyen TTB'nin "Hekim ve İlaç Tanıtım İlkeleri"ne bakalım ne dersiniz?

Bu ilkeler demetinin 4. maddesine göre; bir bilimsel toplantıda gösterilen konukseverlik ve örnek dağıtımı gibi faaliyetler toplantının temel hedefi olan bilgilenme amacını gölgeler nitelikte olmamalıdır. Hekimler toplantı düzenlerken bu konuya özen göstermelidir.

6. maddesinde; toplantı için, eğer yapılacaksa destek; endüstri tarafından doğrudan katılımcıya değil, toplantı düzenleyicilerine verilmelidir.

7. maddesinde; Tüm etkinliklerin (kongre, toplantı vs.) mali kaynakları açıklanmalı, şeffaf olmalı ve toplantılardaki uygulamalardan ve endüstri/katılımcı/konuşmacı ilişkilerinin etik yönlerinden toplantı düzenleyicileri sorumlu olmalıdır.

Evet, TTB'nin koyduğu etik ilkeler de bunlar. Şimdi kendilerinin belirlediği etik ilkeler çerçevesinde şu sorulara yanıt vermeli sayın hekim örgütü yöneticileri.

Bu büyüleyici tatil köylerinde katılımcılara ilaç şirketlerinin sağladığı konukseverlik kongreyi gölgelemiyor mu?

Hekimlere doğrudan endüstri desteği sağlanmıyor mu?

11. Pratisyen Hekimlik Kongresi'nin mali kaynaklarını şeffaflık ilkesi gereği açıklanacak mıdır?

Bu kongrede hangi ilaç şirketleri hangi hekimlere ne kadar sponsorluk desteği sağlayacaktır?

Bu destek nedeniyle hekimlerin ilaç şirketlerinin ürünlerini reçetelerken etki altına alınmayacağının güvencesi nerededir?

TTB yöneticilerinin bu yıl da sorularımızı suskunlukla geçiştireceklerini bilsek de soru sormaktan alıkoyamıyoruz kendimizi.

http://www.farmamedya.com/index.php?module=haberler&num=a58149d355f02887dfbe55ebb2b64ba3

Hiç yorum yok: