11 Mayıs 2008 Pazar

"Hekimlerin yüzde 70'i tam günü seçti"

05-05-2008

Tam gün yasa taslağının kamuoyuna sunulmasına az bir zaman kala Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ, yasayla birlikte hekimlerin çalışma ve özlük haklarında iyileştirmeler yapılacağını açıkladı. Emekliliğe yansıyacak yeni düzenlemeyi çok önemsediğini belirten Akdağ, taslakta 45 saat yerine 40 saat çalışma konusunun yer alacağını bildirdi. Daha önce hazırlanan tam gün yasa taslağında kapsam içine alınan askeri hekimler ise yeni hazırlanan taslakta yer almıyor.

Röportaj: Soner Abacı – Fatma Ergüzeloğlu

Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ, tam gün çalışma konusunda, hekimlerin maaşları ve emeklilikleri ile ilgili bazı iyileştirmeler yapılacağını bildirdi. Emekliliğe yansıtılacak yeni düzenlemenin önemli bir gelişme olduğunu kaydeden Akdağ, taslakta haftalık 45 saat yerine 40 saat çalışmanın yer alacağını açıkladı. Tam gün ile birlikte nöbet ücretlerinde de iyileştirmeler söz konusu. Normal mesai süresinde ek ödeme limitini doldurabilen hekimler için mesai bitiminde ilave bir limit getirilecek. Buna karşın askeri hekimler taslakta kapsam dışı kalıyor.
Kadın doğumcuların tercihinin özel sektöre kaydığının ifade edilmesi üzerine Akdağ, hekimlerin tercihte önemli bir sıkıntı olmayacağını fakat tam güne giden süreç içinde SGK ile birlikte sezaryene karşı çok ciddi tedbirler aldıklarını vurguladı. Fark ücreti konusunda ise, özel hastane-dal merkezi gibi farklı kategoriler için ayrı ayrı fark ücreti belirlenebilmesi gündemde. Mecburi hizmet uygulamasında ise değişiklik yok. Fakat Askerlik tehir yaşının 35 yapılması öngörülüyor.
Sağlık Bakanı Akdağ, tam gün çalışmayla ilgili gelinen son durumu, tam güne karşı tepkileri, özel sektörü, fark ücretleri ve mecburi hizmet uygulaması ile ilgili Medimagazin’inin sorularını yanıtladı.

Tam gün çalışmaları ile son durum nedir?
Tam gün taslağı neredeyse bitti yakın bir zaman içerisinde Başbakanlığa göndereceğiz.

Tam gün çalışma konusunda Bakanlığınızın en büyük sıkıntıyı Anadolu’da yaşayacağı öne sürülüyor. Özel sektöre geçişi önleyecek ne tür tedbirleriniz var?
Anadolu’da sıkıntı yaşanacağı düşüncesi, bilgi noksanlığından kaynaklanan bir düşünce. Ben size Anadolu’daki şehirlerin bir kısmının tam gün çalışma oranlarını vereyim; özellikle hekim sayısının görece az olduğu illerde böyle bir riskin oluşacağı düşünülüyor. Örneğin Tunceli’de tam gün çalışma oranı şu anda yüzde 100. 31 hekimin hepsi tam gün çalışıyor. Hekimin kendisi zaten tam gün çalışmayı gönüllü olarak seçmiş. Batman’da yüzde 97, Çankırı’da yüzde 97, Erzurum’da yüzde 94, Bayburt’ta yüzde 94, Kilis’te yüzde 94, Siirt’te yüzde 94, Ardahan-Yozgat yüzde 93, Gümüşhane yüzde 92, Bitlis 91, Diyarbakır-Sivas yüzde 87, Niğde-Şırnak yüzde 86, Kayseri yüzde 85, Kastamonu yüzde 84, Ağrı-Elazığ yüzde 84, Hakkari-Iğdır yüzde 83, Şanlıurfa-Burdur-Ankara-Konya-Isparta-Malatya yüzde 81, Artvin-Kırıkkale-Adıyaman-Muş’ta tam gün çalışma oranı yüzde 80. Oranın en düşük olduğu illeri de söyleyeyim:
Çanakkale, Bolu Yalova gibi illerde tam gün çalışma oranı yüzde 60’ın altında. İstanbul, Samsun, Hatay, Antalya, Zonguldak, Mersin, Tekirdağ, Sakarya, Ordu, Manisa, Bursa, Düzce, Eskişehir, Adana gibi illerinin içinde, rölatif olarak, hekim sayımızın çok yetersiz il hemen hemen yok. Dolayısıyla bu yanlış bir bilgi.

MESAİ BİTİMİNDE İLAVE LİMİT

Şu anda bir denge söz konusu. Hekimler hem özelde hem kamuda çalışarak kendi ücret dengelerini kurmuş durumdalar. Hekim bir sektörü tercih edince diğer tarafta boşluk olacak. Burada bir denge oluşturmayı veya özel kaçışı engellemeyi düşünüyor musunuz?
Biz kaçıştan hiç endişe etmiyoruz. Çünkü Türkiye’de hekimlerin yüzde 70’i şu anda tam günü gönüllü olarak seçmiş durumdalar. Sözünü ettiğiniz ücret dengeleme işini, geçtiğimiz 5 yılda, büyük ölçüde ek ödemelerimizle gerçekleştirdik. Burada kadın doğumcularımızda oran düşük; yüzde 33 civarında bir oran var. Dolayısıyla biz kamudan önemli bir ayrılış olacağını hiç düşünmüyoruz. Yaptığımız saha çalışmalarımız da bize bunu gösteriyor. Ancak tam günle birlikte hekimlerimizin maaşları ve emeklilikleri ile ilgili bazı iyileştirmeler için de taslağa maddeler koyuyoruz. Süreç içinde diğer Bakanlıklarla görüşülüp karara bağlanacak ama taslakta bu var.
Emekliliğe yansıyacak bir yeni düzenlemeyi taslağa koyuyoruz, bu çok önemli bir gelişme. Taslakta gene 45 saat yerine 40 saat çalışma konusu yer alıyor. Nöbet ücretleriyle ilgili bazı iyileştirmeler var. Bir de ek ödemelerle ilgili mesai bittikten sonra, normal mesai süresinde ek ödeme limitini doldurabilen arkadaşlar için, mesai bitiminde ilave bir limit getirmeyi taslak kapsamına alıyoruz.

ASKERİ HEKİMLER TASLAKTAN ÇIKTI

İlk çıkan tam gün taslağında askeri hekimler için bir düzenleme yapılmıştı. Fakat aldığımız duyumlar askeri hekimlerin yine kapsam dışı bırakıldığı yönünde. Hazırladığınız taslakta durum nasıl?
Askeri hekimler taslakta kapsam dışı kalıyor. Bildiğiniz gibi askeri hekimlerimizin kamunun diğer kurumlarında Sağlık Bakanlığı hastaneleri ve üniversitelerde olduğu gibi ek ödeme alma imkanı yok. Her ne kadar döner sermayeleri olsa da, bunların küçük bir yüzdesi dışarıya hizmet verebildiği için, yüzde 10 gibi bir pay oranları var. Dolayısıyla onları kapsam dışında bırakıyoruz. Silahlı Kuvvetlerimizin görüşü de bu yönde. Bu, bizim ana hedeflerimizle de uygunluk gösteriyor. Çünkü tam günden en önemli hedefimiz hekimlerimizle vatandaşlarımız arasında kamu hastanesi dışında bir hizmet ve ücret ödeme ilişkisinin kaldırılmasıdır. Hekimlerimizi de, vatandaşı da buna bir anlamda mecbur bırakmamaktır, silahlı kuvvetler için böyle bir durum pek söz konusu değil.


KURUM HEKİMLİĞİNDE DURUM

Aynı şekilde kurum hekimlerinin durumu ne olacak? Onla için taslakta herhangi bir düzenleme var mı?
Onlar kamunun diğer hekimlerinden ayrı değil. Herhangi bir şey yok.

Tam gün özellikle tıp eğitimini nasıl etkileyecek?
Olumlu etkileyeceğini düşünüyoruz. Yıllardır da bu hep konuşuluyor. Üniversitelerimizde sarıyorum öğle sonu 14.00’dan itibaren öğretim üyelerimizin özel muayene yapma hakkı var. Dolayısıyla bu ister-istemez eğitimi etkiliyor. Tam gün çalışan öğretim üyelerinde bile özel muayene, özel işlem, özel ameliyat meselesi var; hele ki hoca tam gün çalışmıyorsa öğle vakti üniversiteden ayrılıp gidiyor. Bunun hem asistan eğitimi, hem öğrenci eğitimi hem de eğitimin sürekliliği açısından olumsuz etkilere neden olduğu biliniyor. Tam günle bu olumsuzluklar da ortadan kalkmış olacak. Yani bir öğretim üyesi kendisi fedakarlık göstererek özellikle arada oluşan açığı kaldırabilir bireysel anlamda.

Hastanede tam gün çalışmaya bağlı olarak akademisyenler, üretkenliklerinin zedeleneceğini öne sürüyorlar. Muayenehanenin hem dinlenme, hem de özel çalışma imkanı sağladığı yönünde görüş ifade edenler de var.
Muayenehanenize gittiğiniz zaman orada sizden özel hizmet bekleyen insanlar var, size üstelik para veriyorlar. Bu iddiayı anlamak güç. Akşam 17.00’dan sonra üniversitede oturur bilimsel yayınınızı yaparsınız. Daha kolay olur araştırma yapmak. Özellikle büyük şehirlerde mekan değiştirme çalışan hekim ve hasta açısından zor bir iş. Düşünün, İstanbul’da çalışıyorsunuz, mekan değiştirmek ne kadar güç! Hekimlerin emeklerinin karşılığını verelim, ülkenin imkanları ölçüsünde, hekimler de vatandaş da rahat etsin.

Tam gün taslağının mart ayı sonunda açıklanması bekleniyordu. Bu sürecin uzamasının sebebi neydi?
Mart ayı sonuyla Nisan ayı sonu birbirine çok yakın zamanlar. Sanki aradan bir sene geçmiş gibi soruyorsunuz.

Biz ertelenecek diye düşünmeye başlamıştık...
Öyle bir düşüncemiz yok.

“MUAYENEHANE HEKİMLİĞİNİ ENGELLEMİYORUZ”

Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Uzmanlık Dernekleri Platformu özellikle tam güne karşı çıkıyorlar ve çıkması durumunda genel grev söylemleri var. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?
Bunlara yorum bile yapmak zor. TTB’nin dokümanlarına bakın, on yıllardan bu yana TTB tam günden yanadır. Ayrıntılar tartışılabilir ama “Tam güne karşı çıkıyorlar” dediniz mi, o zaman muhtemelen TTB de “Karşı değilim” diyecektir size. Uzmanlık derneklerinin bir kısmı ve oluşturulan platformun görüşlerine saygı duyuyoruz. Biz ülkeyi yöneten kadro olarak hem vatandaşın sağlık hizmetine daha kolay erişmesini sağlamak zorundayız, hem bu erişimin hakkaniyetli olmasını sağlamak, hem de hekimlerimizin haklarını ona ulaştırmak zorundayız. İkisini birlikte yapmak zorundayız. Bizim vazifemiz böyle bir şey. Yani muayenehane hekimliği yapan, bu şekilde bir yaşam şekli seçmiş meslektaşlarıma tabi saygı duyuyoruz, bunu devam ettirme arzusuna da saygılıyız. O zaman bu arkadaşlar kamudan ayrılıp yine bu işi yapabilirler. Onları engelleyen bir şey yok ki! Muayenehane hekimliğini engellemiyoruz, bunu ortadan kaldırmıyoruz. Sadece kamuda çalışan bir hekimin muayenehane hekimliği yapmasını, part-time çalışmasını ortadan kaldıracak bir düzenleme getiriyoruz. Yoksa muayenehane hekimliği gene var. Ayrıca muayenehane hekimliği yapan arkadaşlarımızın bu taslakta özel hastanelerde çalışmasını da engellemeyeceğiz. O zaman burada bir hak kaybından söz edilemez.

Kadın doğum branşında görev yapan hekimlerin tercihlerinde sıkıntı olabileceğini ifade ettiniz. Benzeri alanlarda yaşanabilecek tercih sıkıntıları için herhangi bir girişiminiz olacak mı?
Bu alanlarda da tercihten yana önemli bir sıkıntı olacağını düşünmüyoruz. Sadece şu anda tam gün çalışmada gönüllü olan kadın doğumcuların tercihi biraz az. Bununla ilgili de düşüncelerimiz var. Türkiye’de maalesef sezaryen oranları yüzde 50’lere yaklaştı. Özellikle özel sektör tarafından sezaryen oranlarının yüzde 50 üzeri yüzde 60’lara ulaştığı birçok ilimiz var. Biz buna çok ciddi tedbirler alıyoruz. Bir bilimsel heyet oluşturduk ve her sezaryeni takibe alacağız. Ne var acaba, Türk kadının genetiğinde mi bir yanlışlık var da kadınlar sezaryen istiyor. Gelişmiş ülkelerde yüzde 15-20’lerde olan bir sezaryen oranı Türkiye’de nasıl bu kadar yükseklere ulaşır? Bu dışarıda çalışma arzusunun bununla kısmen ilişkili olduğunu biliyoruz. Bu tam güne giden süreç içinde sezaryene karşı çok ciddi tedbirler alıyoruz. Hem işin bilimsel yerindeliği açısından çok ciddi takip dönemine başladık hem Sosyal Güvenlik Kurumunun (SGK) ödemeleri açısından da tedbirler alıyoruz. Bu ülkede artık sezaryenle yapılan bir doğum ne doğumu yaptıran kişiye ne de doğumun yaptırıldığı kuruma daha fazla bir kazanç getirmeyecek. Bunda kararlıyız. Bunların büyük ölçüde meseleyi çözeceğine inanıyoruz. Kaldı ki, biliyorsunuz biz özel sektörden de hizmet alıyoruz. Sonuçta kadın doğumcu meslektaşlarımızdan “Ben kamuda çalışmayacağım, özel sağlık kurumunda çalışacağım” diyenler olacaktır. Onların da şunu bilmelerini arzu ederim:
Bir takım girişimsel işlemlere, tedaviyle ilgili hususlara, aciller, yoğun bakımlar, organ nakli, kanser tedavisi, sezaryen vb tedavilere SGK hizmet anlaşması sözleşmesi yaptığı zaman hastaya fark ödettirmeyeceğiz. Böyle alanlara vatandaş tercihiyle değil, doktoru bulamadığı yerde mecburen bir yönelişi oluyor. Bu durumda SGK hizmet alacak ama vatandaşın fark ödemesine müsaade etmeyeceğiz. Dolayısıyla kadın doğum uzmanı olan hekimler için de kamuda kalmak genellikle tercih edilen bir durum olacak.

FARK YÜZDE 100’E ÇIKTI

Özel sektörün en fazla yüzde 20 fark ücret almasını savunuyordunuz. Fakat TBMM, bu farkı yüzde 100 e çıkartan önergeyi kabul etti. Bakanlar Kurulu son kararı verecek tabi ama, bu oranla birlikte kamudan özele geçişi azaltmayı hedefleyen tam gün yasasının sac ayaklarından birinin çöktüğü söylenebilir mi?
Bazı kavramların yerli yerine oturması lazım. Bizim amacımız hekimlerin kamuda kalması – özelde kalması meselesi değil. Vatandaşın hakkaniyetli şekilde sağlık hizmetine erişmesi. Siz özel sağlık sektörü olarak hükümetin ortaya koyduğu açılımdan yararlanarak büyük bir imkana kavuşacaksınız. Diyorsunuz ki, “Bana hasta gönderiyorsunuz, ben de hastadan istediğim kadar para alacağım.” Böyle bir şey nasıl kabullenilir? Hastanın sizden hizmet almasını sağlayan taraf hükümet ve SGK değil mi? O zaman ben elbette hastamı, vatandaşımı korumak zorundayım. Özel sağlık sektöründe hizmet veren arkadaşlarımız, “Ben SGK’ya hizmet veririm ama vatandaştan sınırsız da para alırım” dediler; varsayalım ki bu da gerçekleşti. Türkiye’deki kısıtlı hekim sayısı da özellikle belli bazı alanlarda olmak üzere, özel sektöre kaydı. Vatandaşın da büyük ekseriyeti cebinden ekstra para ödemeden sağlık hizmeti alabiliyor. Böyle bir şey kabullenilebilir mi? Hizmet veriyorsanız vatandaştan alacağınız cüzi ücretle yapabilecek duruma getirmelisiniz kendinizi.

Özeller de fark ücreti taleplerini otelcilik hizmeti üzerinden gerekçelendiriyorlar...

Bizim yeni yaptırdığımız hastanelere bakın; bunların hiçbirinin otelcilik ve diğer hizmetleri özel hastanelerden geri kalmaz. Birçoğu özel hastaneden de daha iyidir. Vatandaşımızın sağlık hizmeti alırken cebinden ölçüsüz biçimde vereceği paralarla tedavi olabileceği ülke değiliz. Bizim insanımız o kadar zengin değil. Bu ülkede 10 milyon yeşil kartlı var. Bazılarının iddia ettiği gibi biz özel sektörü bloke edip daraltmaya çalışmıyoruz. Zaten özel sektörü genişleten hükümetimiz, ama vatandaşı korumak kaydıyla. Ben ne kadar koruyorsam özel sektör de o kadar koruyacak.

FARK ÜCRETİNDE FARKLILIKLAR OLABİLECEK

Fark ücreti tartışmalarında her kategori için – hastane-dal merkezi ve branş ayrımı gözetilerek – ayrı fark ücreti alınması öngörülüyor. Böyle bir düzenlemeye nasıl bakıyorsunuz?
Bu mümkün olabilir. Bakanlar Kurulu fark ücretin üst limitini belirleyecek, belirlenen üst limitin daha üzerine çıkmamak kaydıyla da SGK bunu tatbik edecek. Farklılıklar olabilecek.

Ruhsat alamayan 217 dal ve tıp merkezi için işlemlerini kolaylaştırıcı bir genelge yayınladınız, yapı kullanım izni sorunu aşıldı. Peki diğer ek maddelerle ilgili sorunları aşacak genelgeler yayınlayacak mısınız?
Tüm bunları hukukun içinde kalarak çözebiliriz. Hukukun dışına çıkamayız. Bu başvuruları da elbette hukukun içinde kalarak çözüme kavuşturduk. Önemli bir oran, sorununu çözebiliyor. Hukukun içinde kalmak kaydıyla her tün esnekliği göstermeye ben yine hazırım.

TEMEL TIPTA MECBURİ HİZMET KALKACAK MI?

Mecburi hizmet uygulamasının tüm tıp bilimleri için olmasa da temel tıp bilimleri için kaldırılabileceği ifade ediliyor. Gündeminizde böyle bir çalışma var mı?
Hayır. Ama onların atamalarını üniversitelerin talebi çerçevesinde kendilerinin hizmet edebileceği yerlere yapıyoruz. Yan dalla ilgili olarak, kişinin üniversitede kalması düşüncesi çok yanlış bir düşüncünce. Varsayalım ki, bir tıbbi onkolog yetişti. Tüm tıbbi onkologlar orada kalırsa ülkenin insanına kem hizmet edecek? Bizim devlet hizmeti yükümlülüğü dediğimiz şey çok kısa bir süre. En uzunu 600 gün. İhsan Doğramacı Hoca Hacettepe’yi kurduktan sonra Hacettepe’de 99 öğretim üyesi oluşmuş. O günün şartlarında çok iyi bir rakam. Daha sonra Erzurum’da 1960’lar olmalı, tıp fakültesi kuruluyor. Hoca çağırıyor “33 öğretim üyesi lazım, kim gönüllü” diyor ve “Hocam bir müsaade edin aramızda bir konuşalım” yanıtı veriyorlar. Birkaç saat sonra hocaya gelip “Biz hepimiz gönüllüyüz, siz kimi uygun buluyorsanız gitmeye hazır” diyorlar. Hoca ve bu 33 öğretim üyesinin hepsi eşyalarını toplayıp trene biniyor ve Erzurum’a giderek tıp fakültesini kuruyorlar. Ben o fakülteden mezunum ve İhsan Doğramacı Hocaya dua ediyorum. Oradan mezun olmuş, ihtisas almış bir insan olarak da ayrıca müteşekkirim. Biz tabipler olarak farklı insanlarız. Hizmet etmek isteriz. “Ben gitmek istemem, bu nereden çıktı?” diyenler olabilir. Ama ben bunların sayılarının ağırlıklı olacağına inanmıyorum. Bu bir ihtiyaç. Biz kimseye çok sevdiğimizden dolayı devlet hizmeti yükümlülüğü getirmiş değiliz. Ama o yan daldaki arkadaşlarım ve diğer arkadaşlarım ihtiyacı olan bölgelere gitmeseler biz sağlık hizmeti nasıl vereceğiz?

ASKERLİK YAŞI

Askerlik tehir yaşının 36-37’e yükseltilmesi yönündeki talepleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Askerlik yaşının 35 olması yönünde bir çalışma var. Çalışmamız epeyi de bir mesafe aldı, ümit ediyorum ki, onu gerçekleştirebileceğiz.

Bir ekibiniz Makedonya’ya performans sistemini anlatmak üzere davet edildi. Performansı artık ihraç mı ediyorsunuz?
Oturttuğumuz sistem tabi ki geliştirilmeye muhtaçtır. Sistemin olumlu taraflarını incelemek, değerlendirmek, kendi sistemlerine adapte etmek istediğini söyleyen birçok meslektaşımız bakanla görüştüm. Bir taraftan öğreneceğiz, bir taraftan öğreteceğiz. Öğrenmenin ve öğretmenin yaşı yok.

http://www.medimagazin.com.tr/mm-hekimlerin-yuzde-70i-tam-gunu-secti-h-51879.html

Hiç yorum yok: