13 Mayıs 2008 Salı

'Neşter'de ilginç savunma: Dr. Mehmet Öz benim şoförümdü

Katrilyonluk 'Neşter'de 110 avukata karşı 1 avukat

Oya ARMUTÇU-Nurettin KURT/ ANKARA

SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı'nın tıbbi malzeme alımında katrilyonluk yolsuzluk yapıldığı iddialarıyla açılan 'Neşter Davası'' dün başladı. Davada sanıkları 110 avukat, SSK'yı da Abdurrahman Özdemir adlı bir avukat savunuyor.

Kamuoyunda ''Neşter davası'' olarak bilinen SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı'nda iyileştirici tıbbi malzeme alımında katrilyonluk yolsuzluk yapıldığına ilişkin dava dün Ankara 2 No'lu DGM'de başladı. 'Neşter davası''nda, sanıklar için tam 110 avukat salonda hazır bulunurken, duruşmaya müdahil olarak katılan SSK'yı sadece bir avukat temsil etti.

SSK'nın hakkını sanıkların 110 avukatına karşı tek başına korumaya çalışan avukat Abdurrahman Özdemir, tüm mağdurları davaya müdahil olmaya çağırdı. Özdemir, ''Mağdur olan kişiler bizim tarafımızda yer alsın. 26 bin kişiye eski kalp pili takılmış. Mağdur olan bu insanların daha sonra bu firmalardan tazminat açmaya hakları var. Gelip bizim tarafımızda müdahil olsunlar'' çağrısını yaptı.

Daha önce Beyaz Enerji ve Vurgun davalarında da kamu kurumlarını bir-iki kamu avukatı temsil etmişti. Trilyonluk davaların görüldüğü SSK'da şu anda görev yapan yaklaşık 50 avukat bulunuyor. Bu avukatlar 750 milyon ila 900 milyon lira arası maaş alıyor.

İlaç firmalarının açtıkları trilyonluk alacak davaları ve SSK davalarına Türkiye çapında bu 50 avukat bakıyor. SSK Hukuk bürosunda toplam 150 avukat bulunduğu ancak bu sayının, emeklilik yaşını 61'e çeken yasa ile 50'ye düştüğü öğrenildi.

SUÇLU SSK:

Çıkar amaçlı suç örgütünün lideri olmak, rüşvet vermek, kamu kurumunu dolandırmak gibi suçlardan 64.5 yıla kadar ağır hapisle yargılanan SESA firmasının sahibi İbrahim Erdoğan, savunmasında suçlamaları reddetti. Erdoğan, stent fiyatlarının yıllar geçtikçe ucuzladığını ancak kamu kurumlarının gelişmeleri takip etmediği için protokol fiyatlarını yenilemediğini savundu. Erdoğan, SSK'nın alım yöntemi konusunda tavrını belirlememesinin sıkıntı yarattığını savundu. Erdoğan, DGM Başkanı Yunus Karabıyıkoğlu'nun, neden böyle olduğu sorusu üzerine şöyle dedi: ''SSK, 1999'a kadar çok iyi bir kurumdu. Teknolojik yeniliklere yetişkin personeliyle ayak uydurabiliyordu. Bu tarihten sonra SSK'ya siyasilerin dışarıdan ekipleri gelmeye başladı. Lise mezunu insanlar müdür oldu. SSK'nın yeniden yapılanmasına ilişkin bazı belgeler de yokoldu.''

KADIN RÜŞVETİ LATİFE:

Erdoğan, Sağlık Bakanlığı'nın toplu alımlardan vazgeçmesi için bakanın danışmanına bir yurtdışı gezisinde kadın sunduğu iddiasını rkabul etmedi.

İşte tek kişilik ordu

110 sanık avukatına karşı tek başına SSK'nın hakkını korumaya çalışan avukat Abdurrahman Özdemir, ''mağdur olan kişiler bizim tarafımızda yer alsın. 26 bin kişiye eski kalp pili takılmış. Mağdur olan bu insanların daha sonra bu firmalardan tazminat açmaya hakları var'' dedi.

'Neşter'de ilginç savunma: Mehmet Öz benim şoförümdü

Neşter davası sanıklarından Medikim firmasının sahibi Cezmi Mutlu ise savunmasında politika ile ilgisi olmadığını belirterek, ''Hayatta en çok işime, eşime, aileme ve Beşiktaş'a önem verdim. Ticaret hayatımı sürdürmeye çalıştım. Suçlamaları kabul etmiyorum'' dedi. Sağlık Gereçleri Üreticileri ve Temsilcileri Derneği'nin (SADER) yasal bir sivil toplum örgütü olduğunu vurgulayan Mutlu, SSK'dan trilyonluk alacağı olduğunu, SSK'nın kendisinden 600 bin dolar alacağı olduğunu kaydetti. Mutlu ''SSK'ya (alacağınızı tahsil edin) diyoruz, onu bile yapmıyorlar'' diye konuştu.

Mutlu, savunmasını şöyle sürdürdü: ''İşimde Türkiye'nin duayeniyim. Dünyanın en iyi doktorlarını Türkiye'de ağırlamışımdır. Dünya çapında ünlü milenyum doktoru seçilen Mehmet Öz, benim yanımda şoförlüğümü ve ofisboyluğumu dahi yaptı.''

Edin: Rüşvet değil sadece hediye verdim

Neşter davası sanıklarından Kemer Country Onmed firmasının sahibi Mehmet Nazif Edin, FDA onaylı anne ve babasına bile rahatça verebileceği pahalı tıbbi malzeme sattığını söyledi. Edin, kalp stentlerini 1750 dolara sattıklarını, tekrar tıkanma riskinin yüzde 10 olduğunu ifade ederek, SSK'nın aldığı malzemelerdeki riskin yüzde 40 olduğunu öne sürdü. Onmed'in SSK'ya defalarca indirim teklifinde bulunduğunu, ancak kurumun anlaşmaya yanaşmadığını iddia eden Edin, kuruma verdikleri dosyaların da kaybolduğunu söyledi. Edin, faaliyetleri gereği bazı doktorları yurtdışı kongrelere gönderdiklerini belirterek, ''Türk örf ve adetlerine göre önemli günlerde de bazı hediyeler aldık. Bunları rüşvet olarak kabul etmiyorum'' dedi.

Tutuklu sanıklar ve yargılandıkları maddeler

Neşter davasının ilk duruşmasına tutuklu sanıklar, SESA firmasının sahibi İbrahim Erdoğan, Onmed firmasının sahibi Mehmet Nazif Edin, Medikim firmasının sahibi Cezmi Mutlu, Meday firmasının ortağı İsmail Uğur, Ekin firmasının sahibi Fahri Örküp, Tera firmasının sahibi Mert Aygen, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İbn-i Sina Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı, KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın Doktoru Prof. Dr. Derviş Oral, Ankara Acil Yardım ve Travmotoloji Hastanesi Kardiyoloji uzmanı Mehmet Metin ve eski SSK Genel Müdür Yardımcısı Ertan Rifat Telhan ile 28 tutuksuz sanık ve avukatları katıldı. Sanıklar, 1 yıl ile 64.5 yıl arasında değişen ağır hapis cezaları istemiyle yargılanıyor.

Denktaş'ın doktoru mahkemede ağladı

KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın doktoru tutuklu sanık Derviş Oral, ifadesini ağlayarak verdi. Oral, eşinin kendisi gibi doktor olduğunu, muayenehanesinin bulunmadığını ve bütün malvarlıklarına da çalışarak sahip olduklarını öne sürdü.

Oral, eşini ve çocuklarını yurtiçinde hiçbir kongreye götürmediğini, yurtdışındaki kongrelere ise eşinin kadın doğum olan uzmanlık alanıyla örtüşmesi halinde götürdüğünü belirtti.

Oral, ''Çocuğumuzu bırakacak hiçkimse bulamadığımız zamanlarda bir iki kere yurtdışı kongresine götürdüm ama eşimin ve çocuğumun masraflarını ben karşıladım. Beni ve ailemi küçük düşürücü şekilde tüm masraflarımızı firmalara karşılattığımız iddiaları tamamen gerçek dışıdır. Bunlar bizi çok üzdü. Ben profesör olan bir insanım. Para sıkıntım da yok'' dedi.

Ağlamaklı olduğu için sık sık ifadesini kesmek zorunda kalan Oral, iddiaların hiçbirini kabul etmediğini kooperatif evlerinin taksitlerini de tümüyle kendisinin ödediğini savundu. Oral, mahkeme başkanının sorusu üzerine, biri Angora evlerinde, biri Çankaya'da, diğeri Gölbaşı'nda olmak üzere toplam beş tane evi olduğu bilgisini verdi.

http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?viewid=284546

Hiç yorum yok: